11 Kasım 2017 Cumartesi

Akilah Azra Kohen -  Fi

Merhaba arkadaşlar,

Bu sizlerle paylaştığım ikinci yazı olacak. Sizlerle sadece yazdıklarımı değil heyecanımı, umutlarımı, heveslerimi de paylaşıyorum. Umarım faydalı olur. Uzatmadan kasım ayı kitap önerilerime devam edeyim. İkinci kitap için  durağımız 'Fİ'. Fi aşkın, ihtirasın, manipülasyonun, nefretin, acının, keşfin, cinselliğin ama en çok da çatlama cesareti gösteren tohumların hikayesi.   Uzun zamandır bir kitaptan bu kadar keyif almamıştım. Sayfalarda altını çizeceğiniz bir sürü satır olacak emin olun.Kendinizi bulacaksınız,kaybolacaksınız ,potansiyelinizi keşfedeceksiniz. Ben  hiç sıkılmadan elimden düşürmeden tek solukta okudum, kesinlikle okumalısınız, çok akıcı ve yalın . Bir romandan daha fazlası var bu satırlarda ve sayfalarda... Defalarca kendinizi görecek, sorgulayacak, düşünecek; insanlığın ne kadar doyumsuz, aç , korkak, cesaretli, karamsar, takıntılı ve aciz olduğunu göreceksiniz. Bütün konuları içinde barındırması ayrı bir haz... İnsana dair, topluma dair, hayvana dair her şey var bu kitapta.  Emin olun kitabı bitirseniz bile tekrar tekrar o sayfaları açıp altını çizdiğiniz satırlarda kaybolmuş benliğinizle karşılaşacaksınız. Ayy, çok bıdırdadım yine ... Ha! Ayrıca yanınızda bitki çayınızı eksik etmeyin derim çünkü saatlerce oturduğunuz yerden kalkamayacak, sayfalarda gezintiye çıkacaksınız.




Akilah Azra Kohen Kimdir?

Türk yazar ve psikolog, Akilah Azra Sarızeybek Kohen 1979 yılında İzmir’de doğdu. Kohen, İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümü mezunu olduktan sonra eğitim hayatına Kanada Ottawa Üniversitesi’nde, Üçüncü Dünya Ülkelerine Yardım Ekonomisi bölümü ile devam etti. Liverpool Üniveristesi’nde Davranış Bilimleri dalında uzmanlık yapan Akilah Azra Sarızeybek Kohen iyi derecede İtalyanca ve İngilizce biliyor.

Peki Fi Nedir ?

Cevap vermeye çalıştığınızı duyar  gibiyim ,ee o halde devam edeyim .Altın Oran anlamına gelir.  ''fi hayatımızın her köşesinde,her anında , her yerinde, bedenimizde, düşüncelerimizde... Hep bizimle. Fi, özel gördüğümüz ,estetik bulduğumuz her şeydir.

Altın oran (fi) ,matematik ve sanatta, bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. Bir şeyi çok beğenmemiz,çekici bulmamız hatta bir yüzü beğenmemiz bile bu orana bağlıdır.

İrrasyonel bir sayıdır ve ondalık sistemde yazılışı '' 1,61803...''tür.




BU HİKAYENİN SADECE İNANILMAZ TARAFLARI GERÇEKTİR

Kitabın konusuna gelirsek fi oranının beden bulmuş hali Duru karakteridir. Duru, herkesi kendine hayran bırakacak kadar güzel ve kusursuz. En büyük hayali çok başarılı bir dansçı olmak. Zaten çok da başarılı bir balerin ve Deniz ile sevgili . Deniz, köyde doğup büyümüş. Duru'ya ve müziğe aşık bir konservatuvar hocası . Kendine özgü felsefeleri olan idealist biri.Deniz'in konservatuvardan öğrencisi olan Ada bu adama aşık ve tüm yaylı çalgıları çalabilen yetenekli biri. Göksel ise Ada'ya aşık, Göksel de konservatuvarda balet, Deniz'in öğrencisi. 


Can Manay, ülkenin en ünlü ve zengin psikoloğudur. Takıntılı, narsist, ukala, zengin olduğu için her şeye sahip olabileceğini düşünen bir kişiliğe sahip. Duru'ya ilk görüşte aşık oluyor ve bu aşk saplantıya dönüşüyor. Hatta ona en yakın evi tutuyor. Tuttuğu bu evi Fi oranına göre tasarlıyor.Ayrıca televizyonda ''Vizyon Terapi'' adında kendi programı var. Tabi Can Manay'ı anlatmışken üç kitapta da sözü geçen , Manay'ın en çok dinlediği  ve benim de bu yazıyı yazarken dinlediğim şarkıyı sizlerle paylaşmazsam olmaz, şarkının ismi: ''Petite Fleur - Best Version''dur.

Özge Egeli, gazeteci ve çok güzel bir kadın.İnatçı ,cesaretli ve erkeksi bir karaktere sahip. Aynı zamanda biseksüel. Bir gün Can Manay ile röportaj yapmaya gidiyor. Röportaj esnasında bir takım gerilimli dakikalar yaşanıyor, Can Manay  Özge'yi küçümsüyor ve Özge buna sinirleniyor. Bunun üzerine Özge , Can Manay hakkında kimsenin duymaması gereken ve kendisinin de şans eseri yıllar önce öğrendiği bu sırrı yüzüne karşı söylüyor. Tabi Can Manay bunun altında kalmak istemiyor ve Özge'yi işten çıkartıyor.  Özge bir daha iş bulamıyor. Bu sırrı ortaya çıkarmak için çok uğraşıyor ,bu süreçte Sadık Murat Kolhan ile tanışıyorlar ve S. M. Kolhan Özge'ye aşık oluyor. 




Sadık Murat Kolhan, medya patronu, Can Manay'dan nefret ediyor ve Özge'yle onu alt etmeye çalışıyorlar. Özge'ye aşık .

Bilge, hayatı boyunca çok zorluklar çekmiş başarılı bir psikoloji öğrencisi (Can Manay'ın öğrencisi). Çok zeki ,çekingen bir karakter. Sürekli bakmak zorunda olduğu ''Doğru'' adında otistik bir abisi var. Ayrıca biraz silik bir tip.

''Bu kitap herkes için yazılmadı. Farkındalığın ne kadar önemli olduğunu, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, doğduğumuz andan itibaren olmamız gerekenden uzaklaştırılarak prototip bir toplum yaratığına dönüştürülmek için işkencelere maruz kaldığımızı, bu insansı hayvanın ‘kişi’ olabilmek için varlığı adına yapması gereken en önemli şeyin, kendini günlük yaşamdan koruyarak bireyselliğini keşfetmesi gerektiğini, kutsal ‘merak’ımızın kendi potansiyelimiz dışında her yere yöneltilerek zehirlendiğini, asıl değerli olanın bizim için önemsizleştirilmeye çalışıldığını fark etmiş ya da fark etmeye hazır herkes için yazıldı, gerisiyse hikaye.”

AKİLAH







🐾"Sürekli bir değişim özdeki kimliği yok eder, kendi farkındalığında olan bir bilinç ise, kimliğini kendi potansiyeli içinde deneyimlemek için var olur. Yani, ancak özde kim olduğunu bilen biri potansiyelini doldurabilir."

🐾"Hiç kimse, ama hiç kimse, sizin üzerinizde ne kadar hak iddia ederse etsin, size ne vermiş olursa olsun! Bu ilham bile olsa, ki ilham bir insanın diğerine verebileceği en kutsal şeydir!
Asla! Ama asla!
Kimsenin size kim olduğunuzu söylemesine ya da hatırlatmasına izin vermeyin. 
Kendinizi seçin, kendiniz olun.
Ne pahasına olursa olsun!"


🐾"Ben sistemin bir şekilde dışarıda bıraktığı, sistemin geneli tarafından deneyimlenmemiş birçok çöküşü yaşamış bir kazazedeyim. Sürekli hazır olmasaydım, hayatım benim için planladıklarından sağ çıkamazdım."

🐾''Doğruyu bilmek adına deneyimi feda etmek...Bilgi, korkak beyinlerde deneyimi öldüren bir zehir gibi yayılır, eğer sürekli bilgiye dayalı hareket etmeye önem verirsen asla özgürleşemezsin, özgürleşmezsen deneyimlemezsin, deneyimleyemezsen değişemezsin, değişemezsen asla senleşemezsin. Ama bilgi sürekli değişir ve ancak deneyim seni güncelleyebilir.''



CEMRE ÖZER





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siddhartha - Hermann Hesse  Selam ! Tekrardan sizlerle bir şeyler paylaşacak olmaktan aşırı mutluyum çünkü yazmak ve okumak benim için...

PAULO COELHO-SİMYACI